Okulumuz Rehber Öğretmeni Alev GÜNEŞLİ´ den
Küçük yaşlarda, çocuğa özel zaman ayırarak, onun ilgi düzeyi ve yaşına uygun öykü, masal kitaplarını okuyarak temeller atılabilir. Evde hem aile fertlerinin hem de çocukların ulaşabileceği bir yere farklı türde kitapları içeren bir kitap köşesi oluşturulabilir. Eğer evde sürekli televizyon seyredilip hiç kitap okunmuyorsa çocuklarında kitap okumasını beklemek gerçekçi olmaz.
1. Çocukluk dönemi kişiliğin oluştuğu dönemdir
2. Okuma, sağlıklı ve gelişmiş bir kişiliğin temel taşlarından birisidir.
3. Ebeveyn ve öğretmen, çocuğa okuma alışkanlığı kazandırma ve geliştirmede doğrudan sorumlu kişilerdir.
4. Okuma alışkanlığı, ancak çocukluk döneminde kazanılır. Bu dört noktanın bilincine varılması, çocukların okuma alışkanlığı kazanmasına etki eder. Genel olarak ebeveynin çocuğuna göstereceği ilgi ve vereceği destek çocukların bu gün ve gelecekte okuyan ve ne istediğini bilen bireyler olmasını sağlayacaktır.
OKUMAYI SEVDİRMENİN SİHİRLİ BİR YOLU YOKTUR.
Her şeyden önce aile büyükleri evde devamlı olarak kitap okuyor ve kitaptaki konuları veya kahramanları ailedeki diğer kişilerle paylaşıyorsa, bu ortamda yetişen çocuk, kitap okumaya ilgi duyar. Okuma, önce ailede başlar. Okuma bilmeyen çocuk bile kitabı eller, sayfaları açar, resimlere bakar, onlarla ilgili sorular sorar, âdeta yeme-içme gibi kitapla iç içe büyür. Kitap bir bilgi aktarma aracı olarak gösterilmemelidir. Kitabın eğlenceli ve sıcak yüzü ön plâna çıkarılmalıdır. Çocuk kitapla bir arkadaş niyetiyle tanışmalıdır. Çocuğun ilgisini çekecek kitaplar, genellikle resimli hikâyeler, romanlar, bilmece, bulmaca ve fıkra kitaplarıdır. Bu kitaplarla karşılaşan çocuk, onları oyuncak veya eğlence aracı olarak görür. Bu yakınlık çocuğu okumaya hazırlar. Çocuklarla birlikte kitap okunmalıdır. Kitap okurken ses tonu kahramanlara göre ayarlanmalı ve okumaya canlılık kazandırılmalıdır. Hep anne veya baba okursa, bu çocuğu sıkar. Bazen o okumalı anne-baba dinlemelidir. Bazı aileler uyku öncesi hikâye okumayı düzenli bir alışkanlık haline getirmişlerdir. Bu alışkanlık çoğu ailenin uygulayabileceği pratik bir metottur. Çocuk, kitap fuarları ve kitap satış merkezlerine de götürülmeli, burada kitapları inceleyebilmesi için yeterli zaman ayrılmalıdır. Tamamını olmasa bile, çocuk, ilgi duyduğu kitapları kendisi seçmeli ve kendisi almalıdır.
Netice olarak, uygun yollarla yaklaşılırsa her çocuk kitap okumayı sever. Ancak baskıyla çocuğa kitap okutulamaz. Okumayı sevdiremiyorsak, hiç olmazsa okumadan nefret ettirmeyelim.
DÜZENLİ DERS ÇALIŞMA ALIŞKANLIĞI NASIL KAZANDIRILIR?
· Çocuğun ödevlerini yapabileceği fiziki mekânı hazırlayın. Bu çocuğa ait bağımsız bir oda olduğu gibi, ders çalışma köşesi de olabilir.
· Ev ödevi için her gün aynı saatte ‘düzenli ödev saati’ oluşturmasını sağlayın. Okuldan eve geldiğinde, bir saat kadar dinlenme ve yemeğe zaman ayırın. Bunun on dakikasını, birlikte sohbet ederek geçirmeye çalışın. Çocuğun düzenli ödev yapma alışkanlığını geliştirmesine yardımcı olun.
· Çocuğun yapmış olduğu çalışmayı kontrol edin. Zamanında tamamlanan ödevin ardından, birlikte yapmaktan hoşlandığınız ortak bir faaliyeti gerçekleştirin. (Satranç oynamak, film izlemek gibi)
· Ödevle ilgili size yöneltilen soruları yanıtlayın ama çocuğunuzla birlikte masaya oturup ödevini baştan sona yapmayın. Birlikteliğiniz hem olumsuz bir alışkanlığın yerleşmesine hem de hoş olmayan gerilimlerin oluşmasına neden olabilir. Eğer çocuk ödevinin tümünü yapmakta zorlanıyorsa, o zaman ödevi küçük parçalara ayırın.
· Çocuğunuzun ev ödevini değerlendirmek sizin göreviniz değildir. Sadece bir hata gördüğünüzde uyarın.
· Çocuğun okula düzeltilmemiş haliyle ödevi götürmesine izin verin. Eğer siz çocuğu hep düzeltilmiş ödevle gönderirseniz, öğretmen çocuğu olduğundan daha farklı bir şekilde tanımış ve yanıltılmış olacaktır.
· Belirli bir saate kadar ödevin bitirilmesi konusunda çocukla görüş biriliğine varın. İstisnalar dışında çocuğu, zaman sınırlamasına sadık kalması için uyarın. Gerektiğinde çocuk, tamamlanmamış ödeviyle okula giderek hesabını kendi başına vermelidir.